Son dönemde Türkiye'den Suudi Arabistan'a yaklaşan hac ve umre döneminde, 75 binden fazla kişinin "izinsiz hac" gerekçesiyle geri gönderilmesi, dikkat çekici bir durumu ortaya koyuyor. Hac ibadeti, yılda bir kez gerçekleştirilen ve Müslümanlar için büyük bir öneme sahip olan bir etkinlik. Ancak bu durum, hem hac organizasyonları hem de umreye gitmek isteyenler açısından çeşitli sorunları beraberinde getiriyor.
İzinsiz hac, genellikle resmi otoriteler tarafından belirlenen normlara uygun olarak gerçekleştirilmediği için kabul edilmeyen bir ifade. Hac ibadeti için Suudi Arabistan'a gidebilmek için belirli izinlerin alınması gerekiyor. Özellikle Covid-19 pandemisi sonrasında hac organizasyonları, sağlık ve güvenlik açısından katılımcılara yönelik sıkı kurallar getirmiştir. Bu kurallar çerçevesinde, umre için yapılan başvuruların titizlikle değerlendirilmesi önem kazandı. İzinsiz hac, yalnızca ibadet açısından değil, aynı zamanda güvenlik ve sağlık açısından da riskler barındırmaktadır.
Son veriler, 75 binden fazla kişinin "izinsiz hac" gerekçesiyle geri gönderildiğini gösteriyor. Bu durum, her sene hac ve umreye katılmak isteyen çok sayıda insanın hayalini suya düşürüyor. Geri gönderilen insanlar, çoğunlukla belirli bir hac organizasyonu ya da seyahat acentesi aracılığıyla başvuruda bulunan bireyler. Ancak, bu tür organizasyonların yeterli belgeleri ve izinleri sağlamaması halinde, yolcular geri çevriliyor. Suudi Arabistan hükümeti, bu tür durumların önüne geçmek adına daha sıkı denetimler gerçekleştiriyor ve herhangi bir organizasyonun gerekli izinleri olmadan hac veya umre düzenlemesine müsaade etmiyor.
Bu bağlamda, özellikle umre organizasyonlarına katılan kişilerin dikkatli olması, resmi yollarla ve izinli olarak hareket etmesi büyük önem taşıyor. Her ne kadar ibadet amacıyla yola çıkılsa da, resmi otoritelerin belirlediği kurallara uymamak, herkesin zorlu bir duruma düşmesine yol açabiliyor.
Geri gönderilenlerin sayısının bu kadar fazla olması, hem bireyler hem de Türkiye'deki seyahat acenteleri için önemli bir uyarı niteliği taşıyor. Abartılı, kayda geçmeyen veya güvenilirlik sağlamayan organizasyonlara karşı farkındalığın artırılması gerektiği aşikâr. Hac ve umre organizasyonları, gerekli tüm izinleri alarak, bu süreçleri doğru yönetmelidir. Aksi takdirde, gelecek yıllarda bu sayı daha da artabilir ve ibadet etmek isteyen birçok kişi, hayallerinden mahrum kalabilir.
Bireylerin bu tür durumlarla karşılaşmamak için, düzenli olarak Suudi Arabistan'ın resmi duyurularını takip etmeleri ve yalnızca güvenilir seyahat acenteleri ile iletişime geçmeleri önerilmektedir. İzinsiz hac ve buna bağlı geri gönderimlerin önlenmesi, hem bireylerin ibadet hakkını kullanabilmesi hem de ülkeler arası ilişkilerin sağlıklı bir şekilde sürdürülmesi açısından büyük önem arzetmektedir.