Son dönemde uluslararası siyasette yaşanan gelişmeler, ABD’nin Yunanistan ile olan askeri ilişkilerini güçlendirme çabalarını gözler önüne seriyor. Washington yönetimi, Yunanistan’daki donanma üssünü kaleye çevirme çabasında, bölgedeki askeri etkinliğini artırmayı hedefliyor. Peki, bu durum Yunanistan'ın stratejik pozisyonunu nasıl etkiliyor? Ayrıca, bu hamle, Akdeniz’deki jeopolitik dengeleri nasıl değiştirecek? İşte detaylar.
ABD ve Yunanistan arasındaki ilişkiler tarih boyunca birçok iniş çıkış yaşamıştır. Soğuk Savaş döneminde, Yunanistan, NATO çerçevesinde önemli bir müttefik olarak öne çıkmıştır. Ancak, 2000’li yıllardan itibaren özellikle Türkiye ile olan ilişkilerin etkisiyle bu ikili bağlar zaman zaman zayıflamıştır. 2020'de başlayan Yunanistan ile Türkiye arasındaki gerginlik, ABD'nin Yunanistan'la askeri işbirliğini artırmasına sebep oldu. Bu bağlamda, Yunanistan’daki Amerikan üslerinin güçlendirilmesi, ABD’nin FETÖ gibi gruplara karşı alınacak tedbirlerle de desteklendi.
Yunan hükümeti, ABD'nin askeri varlığını artırma isteğini olumlu karşılayarak, bu durumun ülkenin güvenlik çıkarlarına hizmet edeceğini düşündü. Yunanistan’daki hava ve deniz üslerinin modernizasyonu, Amerikalı yetkililerin Yunan hükümetiyle yaptığı görüşmelerde ana gündem maddelerinden biri haline geldi. Bu işbirliği, Yunanistan'ın hem savunma kapasitesini artıracak hem de bölgesel güç dengesini etkileyecektir.
Son gelişmeler, ABD'nin Yunanistan'daki donanma üssünü güçlendirme çabalarını hızlandırdığını gösteriyor. Özellikle Dedeağaç'daki Donanma Üssü, bölgedeki askeri altyapının önemli bir parçası haline geldi. Üssün modernizasyonu ve genişletilmesi, bu bölgedeki deniz kontrolünün sağlanmasında kritik rol oynamaktadır. Yunan medyosunda yer alan haberlere göre, ABD'nin Dedeağaç Üssü'ndeki askeri varlık sayısını artırması, bölgedeki askeri komuta yapısını revize edebilir. Bu durum, sadece Yunanistan için değil, Akdeniz'deki tüm ülkeler için yeni bir askeri yapılanmanın habercisi olabilir. Yunan halkı arasında, bu durumun kendileri için güvenlik sağlarken, beraberinde stratejik bir bağımlılık oluşturacağı düşüncesi de yaygın olarak dile getiriliyor.
Ayrıca, Yunanistan’daki Amerikan askeri varlığının artışı, bölgedeki yerel güçler arasında da kaygılara sebep olmaktadır. Türkiye, özellikle Yunanistan’da artan Amerikan varlığının kendi güvenliği açısından tehdit oluşturduğunu belirtmiştir. Bu bağlamda, Türk yetkililer, sınırlarını koruma ve stratejik dengeleme adına çeşitli önlemler alacaklarını ifade etmiştir. UN, NATO ve AB gibi uluslararası kuruluşlar ise bu durumun uluslararası güvenlik dinamiklerini etkileyebileceğini ve bölgedeki çatışma potansiyelinin artabileceğini öngörüyorlar.
Bölgedeki bu gelişmeler, Akdeniz'in yanı sıra Orta Doğu'daki güç dengesini de etkileyecektir. ABD'nin Yunanistan'daki askeri varlığı, aynı zamanda Doğu Akdeniz'deki enerji kaynakları üzerinde de önemli bir kontrol sağlamaktadır. Özellikle son yıllarda artan doğal gaz arama faaliyetleri, Yunan ve Kıbrıslı Türk güçleri arasında gerginliklere yol açmıştır. Dolayısıyla, ABD’nin burada yürüttüğü stratejik hamleler, sadece Yunanistan için değil, tüm Akdeniz bölgesi için büyük bir önem taşımaktadır.
Sonuç olarak, ABD'nin Yunanistan'daki donanma üssünü kaleye çevirme çabası, bölgedeki askeri varlığını artırmayı hedefliyor. Yunanistan’ın bu duruma verdiği olumlu yanıt, iki ülkenin ilişkilerini güçlendirirken, Akdeniz’deki jeopolitik dengeleri de sarsmaktadır. Önümüzdeki süreçte, bu gelişmelerin nasıl bir seyir alacağı ise merak konusu. Beklentiler, bölgede yaşanabilecek gelişmelerin sadece Yunanistan ve ABD ile sınırlı kalmayacağını, aynı zamanda bölgedeki diğer ülkelerin dış politikalarını da etkileyebileceğini gösteriyor.