Diyarbakır, tarihi ve kültürel zenginlikleri ile dolup taşan bir şehir olarak, her geçen gün araştırmalara konu olmaya devam ediyor. Son olarak, şehrin en önemli yapılarından biri olan Saint George Kilisesi’ni hedef alan hamam kullanımı iddialarını çürüten bir kitabe bulundu. Bu kitabe, hem sarsılmaz bir kanıt niteliği taşıyor hem de kilisenin geçmişine ışık tutuyor. Dinleyerek veya okuyarak büyüyen geçmişin, günümüz bilimi ile yine sorgulandığı bu dönemde, kitabenin ortaya çıkışı, tarihi belgelerin daha da önemli hale geldiğini gösteriyor.
Diyarbakır, pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış olan, tarihi İpek Yolu üzerindeki stratejik bir nokta olarak bilinir. Bu nedenle, şehirdeki birçok yapı, hem yerel hem de uluslararası tarih açısından büyük öneme sahiptir. Saint George Kilisesi de, bunlardan biri olarak, Süryani Ortodoks cemaatinin ibadet yeri olarak tarihi bir derinliğe sahiptir. Birçok insan, yapının geçmişini ve dini işlevlerini merak etse de, geçtiğimiz yıllarda bazı tartışmalara neden olmuştu. Geleneksel olarak ibadet yeri olarak bilinen bu yapı hakkında, yerel halk arasında "hamam" olarak kullanıldığı yönünde iddialar gündeme gelmişti. Ancak, bu iddialar tarihsel gerçekler ile bağdaşmıyordu ve açığa çıkan yeni kitabe ile bu konu nihayet aydınlığa kavuştu.
Yeni bulunan kitabe, Saint George Kilisesi’nin hiçbir zaman hamam olarak kullanılmadığını ispatlar nitelikte. Kilisenin duvarına yerleştirilen bu kitabe, yapının inşası sırasında kullanılan malzemeler, mimari özellikleri ve dini işlevlerine dair önemli bilgiler sunuyor. Uzmanlar, bu kitabenin tarih boyunca kaybolmuş bazı detayları gün yüzüne çıkardığını belirtiyor. Sanat tarihçisi Dr. Ahmet Yılmaz, "Bu kitabe, kilisenin asli işlevinin ibadet olduğunu ve hamam olarak kullanılmadığını açık bir şekilde ortaya koyuyor," diyor. Bu nokta önem taşıyor zira tarihi yapılar, kültürel kimliğin bir parçasını temsil eder. Gerçeklere ulaşmak ve onları belgelemek ise, geçmişin daha iyi anlaşılması açısından son derece değerlidir.
Kitabenin bulunduğu bölge, uzun süredir arkeolojik kazıların yapıldığı bir alandadır. Bu alanda yapılan çalışmaların, hem bilimsel hem de tarihsel açıdan önemli veriler sağladığı biliniyor. Saint George Kilisesi ile ilgili daha fazla bilgiye ulaşabilmek, tarih meraklıları ve araştırmacılar için büyük bir fırsat sunuyor. Tüm bu gelişmeler, Diyarbakır’ın tarihi değerinin korunmasına ve yaşatılmasına katkı sağlıyor.
Kitabenin bulunması, sadece Diyarbakır tarihinin aydınlatılması açısından değil, aynı zamanda bölgedeki tüm tarihi eserlerin korunması ve bilinçlendirilmesi açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Uzmanlar, bu tür araştırmaların ve tarihsel belgelerin değerlendirilmesinin, halkı bilinçlendirmek ve tarihi yapıların daha iyi korunmasını sağlamak adına kritik öneme sahip olduğunu vurguluyor. Gelecek dönemde, bu tür belgelerin daha iyi anlaşılması adına bilim insanlarının çalışmaları devam edecektir. Diyarbakır’da yer alan diğer tarihi yapılar için de benzer çalışmaların yapılması, şehrin tarihi mirasının zenginleştirilmesi adına beklentiler arasında yer alıyor.
Diyarbakır’da bulunan Saint George Kilisesi, tarihi ve anlam katmanlarıyla dolu bir yapı olarak, yerel halk ve ziyaretçiler için güçlü bir sembol olmaya devam edecek. Tarihi yapılarımızı korumak ve gelecek nesillere aktarmak, üzerimize düşen en önemli görevlerden biri. Bu tür bulgular, yalnızca geçmişimizi anlamakla kalmayıp, aynı zamanda gelecekteki kültürel miras algımızı da şekillendirme potansiyeline sahip.