Bir aile dramı, toplumun içindeki derin sorunları bir kez daha gün yüzüne çıkardı. Geçtiğimiz günlerde meydana gelen olayda, eşi tarafından katledilen bir kadın, son dönemlerde yaşadığı tehditleri çevresine anlatmıştı. Elif Yıldız (38), 6 yaşındaki kızı Zeynep ile birlikte evlerinin salonunda vahşice öldürüldü. Komşuları, Elif'in sık sık "Sonum iyi olmayacak" şeklinde söylemlerde bulunduğunu ifade ederken, aile içindeki şiddetin ve tehditlerin nasıl göz ardı edildiği bir kez daha sorgulandı.
Elif'in hikayesi, sadece onun değil, birçok kadının yaşadığı zorlukların bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Ailesi ve yakın arkadaşları, Elif’in eşi Oğuz’un (41) yıllardır kendisine psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, bu durumu çevresindeki insanlarla paylaştığını belirtiyor. Ancak ne yazık ki, yaşadığı tehditlere karşın Elif’in ne bir koruma kararı aldırmak için resmi makamlara başvurduğu ne de şikayette bulunduğu öğrenildi. Kaynaklar, Elif’in korkmuş bir şekilde yaşadığı durumdan dolayı gerekli adımları atamadığını vurguladı. Bu durum, yalnızca bireysel bir trajedi olmanın ötesine geçerek, kadınların yaşadığı şiddet ve ihmal sorunlarının toplumsal boyutunu gözler önüne seriyor.
Olayın meydana geldiği gün, komşularının ifadelerine göre Elif, kızıyla birlikte evdeydi. Oğuz’un eve gelmesiyle birlikte tartışmalar başlamış ve kısa sürede bu tartışma, Elif’in canına mal olmuştur. Elif, kızı Zeynep’in gözü önünde, Oğuz tarafından bıçaklanarak öldürülmüştür. Olay sonrası Zeynep’in yaşadığı travma, uzun yıllar boyunca çıkamayacağı derin bir yara açmıştır. Komşular, kızı Zeynep’in o an ki korkusunu, yüzündeki dehşeti ve çaresizliği hala gözlerinin önünde canlandırmanın zor olduğunu ifade ediyor. Ne yazık ki Zeynep, bir ömür boyu annesiz büyüyecek ve bu travmayı asla unutamayacaktır.
Uzmanlar, Elif'in yaşadığı durumun, sıklıkla karşılaşılan bir tablo olduğunu belirtiyor. Kadınların yaşadığı şiddet vakalarının çoğu, toplumda 'aile içi mesele' olarak değerlendiriliyor ve bu nedenle göz ardı ediliyor. Elif’in yaşamı, yalnızca bir kadının başına gelen trajik bir olay değil; aynı zamanda tüm toplumun bu sorunu masaya yatırmasını gerektiren bir çağrıdır. Kadın cinayetlerinin önlenebilmesi için etkili bir şekilde farkındalık oluşturulması ve seslerin duyulması gerekmektedir.
Elif’in akrabaları ve dostları, bu tür olayların önlenebilmesi için toplumda daha fazla farkındalık yaratılması gerektiğini vurguluyor. Daha önce benzer olayların yaşandığı hatırlatılarak, devletin bu konuda daha etkin adımlar atması gerekliliği dile getiriliyor. Ayrıca, kadınların yaşadığı şiddet olaylarına yönelik daha dikkatli olunmasının ve takip edilmesi gereken bir sistemin oluşturulmasının önemine değiniliyor.
Yaşanan bu trajik olay, birçok kadının aynı durumdan muzdarip olduğunu ve onların da seslerinin duyulması gerektiğini bir kez daha göstermektedir. Elif Yıldız’ın yaşadığı dehşet verici hadiseyle, toplumun her kesimine büyük bir sorumluluk düşmektedir. Aile içi şiddet ve kadın cinayetlerinin önüne geçebilmek için, herkes üzerine düşeni yapmalı, farkındalığı artırmalı ve bu konudaki yasa ve düzenlemelerin daha etkin bir şekilde uygulanmasını sağlamalıdır.
Sonuç olarak, Elif'in trajik ölümü, yalnızca kendi ailesini değil, tüm toplumu derin bir yaraya sürüklemiştir. Kadına yönelik şiddet sadece bir bireyin problemi değil, toplumsal bir sorundur. Bu tür olayların yaşanmaması için Eğitim, farkındalık ve katı yasalarla birlikte, toplumun bizlere sunduğu her bireyin güveninin sağlanması gerekmektedir. Elif Yıldız’ın sesi duyulmadı ama bizler, onun sesi olmaya ve bu tür trajedilerin bir daha yaşanmaması için mücadele etmeye devam etmeliyiz.