Yaşamın karmaşası içinde, pek çok insan sorumluluklardan kaçma eğiliminde olabilir. Ancak bu kaçış, bireylerin mental sağlıkları üzerinde ciddi etkilere yol açabiliyor. Klinik psikolog Dr. Zeynep Kaya, sorumluluklardan kaçmanın ardındaki psikolojik faktörleri ele alarak, bu davranışın bireylerin yaşamlarında nasıl bir yol açtığını inceliyor. Dr. Kaya, sorumluluklarından kaçan kişilerin genellikle kendilerine yönelik bir dürtü hissettiğini, bu durumun kişisel gelişimlerini nasıl sekteye uğrattığını ve bu alışkanlıktan kurtulmanın yollarını paylaşıyor.
Klinik psikolog Dr. Zeynep Kaya, bireylerin genellikle iş, aile ve sosyal hayatlarındaki sorumluluklarından kaçma eğiliminde olduğunu belirtiyor. Bu kaçış, birçok insana özgü bir davranış biçimi olup, genellikle stres ve kaygı ile birlikte ortaya çıkar. Dr. Kaya'ya göre, sorumluluktan kaçışın en temel sebeplerinden biri, kişilerin kendi sınırlarını ve kapasitelerini aşan beklentiler içine girmeleri. Bu aşırı yüklenme hissi, çoğu zaman bireyleri geri çekilme ve kaçış yolları aramaya iter.
Toplumun sürekli daha fazlasını başarmak için bireylere yüklediği baskılar, kişilerin kendilerini yetersiz hissetmelerine neden olabilir. Özellikle sosyal medyanın etkisiyle, mükemmel yaşamlar sunan bir görüntü kurgulamak isteyen bireyler, kendi gerçekliklerinden uzaklaşma isteği duyarlar. Bu bağlamda, Dr. Kaya, “Kendimizden kaçış, sorumluluklarımızdan kaçışın ilk adımıdır. Birey, kendi kimliğini kaybetmemek için sorumlulukları ile yüzleşmelidir ama çoğu zaman bunları kaçış olarak algılar” diyor.
Sorumluluktan kaçışın, bireylerin yaşamındaki olumsuz yansımalarını göz ardı etmemek gerekiyor. Uzun vadede, kaçış davranışları, bireylerin hem kişisel hem de sosyal ilişkilerini olumsuz etkilerken, genel mutluluk seviyelerini de düşürmektedir. Dr. Kaya, bu durumu şu şekilde açıklıyor, “Bir kişi sorumluluklarından kaçtığında, bu durum yalnızca o anlık bir rahatlama hissi yaratır. Ancak bu kaçış, zamanla derin bir boşluk hissine dönüşebilir.”
Çözüm önerilerine gelindiğinde ise Dr. Kaya, bireylerin bilinçli bir şekilde kendi ihtiyaçlarını ve sınırlarını belirlemelerinin önemine dikkat çekiyor. “Sorumluluklarınızı kabul etmenin ilk adımı, kendinize karşı nazik olmanız ve bu sorumlulukları yönetebileceğinizi kabul etmektir,” diyor. Ayrıca, bireylerin dış dünya ile ilgili beklentilerini, içsel özelliklerini göz önünde bulundurarak yeniden değerlendirmeleri gerektiğini vurguluyor.
Sonuç olarak, sorumluluktan kaçış, genellikle derin psikolojik sebeplerden kaynaklanan bir davranış biçimidir. Onunla yüzleşmek, bireylerin yalnızca kendi kişisel gelişimlerine değil, aynı zamanda sosyal yaşamlarına da olumlu katkılar sağlayacaktır. Kendinden kaçmanın yerine, sorumluluklar ile yüzleşme cesaretini göstermek, sağlıklı ve tatmin edici bir yaşam sürmenin anahtarı olabilir. Dr. Kaya, “Unutmayın ki, gerçek mutluluğu bulmak, önce sorumluluklarınızı kabullenmekle başlar” diyerek sözlerini tamamlıyor.