Son günlerde mahallelerde yaşanan dolandırıcılık vakalarına bir yenisi daha eklendi. Suç makinesi olarak anılan bir sahte medyum, hızla yayılmaya devam eden dolandırıcılık yöntemleriyle dikkatleri üzerine çekti. Olay, mahallenin sakinlerinden birinin kapısında karşılaştığı bu sahte medyumun “Üzerinde büyü var!” şeklindeki sarsıcı ifadesiyle başladı. Dolandırıcılığın farklı bir boyutunu yansıtan bu durum, hem güvenlik güçlerini hem de yerel halkı alarma geçirdi.
Bir sabah, sakinlerinden Merve Hanım, kapısında tanımadığı bir kişinin belirdiğini gördü. O kişinin yarı şaman, yarı medyum gibi giyinmiş biri olduğu anlaşıldı. "Sizi tehdit eden bir büyü var" diyerek konuşmaya başlayan sahte medyum, Merve Hanım'ın dikkatini çekmeyi başardı. Çevresinde yaşanan bazı olumsuz olaylardan bahsederek korku salan bu kişi, hızlıca Merve Hanım'ın güvenini kazanma yoluna gitti. "Sizi birisi büyü yaparak sömürüyor. Biz bu durumu çözebiliriz" gibi ikna edici ifadeler kullanan dolandırıcı, yüklü miktarda para talep ederek aslında ne kadar büyük bir tehlikenin kapıda olduğunu göstermiş oldu.
Daha sonra mahalledeki diğer sakinler tarafından da benzer bir şekilde hedef alındığı öğrenilen sahte medyum, sosyal medya üzerinden de sahte hesaplar açarak varlığını duyurdu. İddia edildiğine göre, dolandırıcı birkaç gün içinde kalabalık bir grubu 'iman gücüyle' kandırmayı başardı. Fiziksel olarak dikkat çekici görünmesi, kargaşa ve korku unsurlarını ustaca kullanması, sahte medyumu mahallenin 'henüz anlaşılmamış' bir aktörü haline getirdi. Ne yazık ki, ona inanan bazı kişiler dolandırıcılıkla karşılaşarak büyük kayıplar yaşadılar.
Mahallede yaşanan bu olaylar sonrasında yerel yönetim ve güvenlik güçleri duruma müdahale etmekte gecikmedi. Polis ekipleri, sahte medyumu arama çalışmalarına başlarken, vatandaşların dikkatli olmaları konusunda uyarılarda bulundu. Mahalle sakinlerine gönderilen bildirimlerde, bu tür dolandırıcılık senaryolarına karşı dikkatli olmaları ve tanımadıkları kişilerle ilişkiye girmemeleri gerektiği vurgulandı. Ekipler, sahte medyumun izini bulmak için hızla çalışmaya koyuldu.
İşin enteresan yanı, sahte medyumun sosyal medya üzerinden de kendisine geniş bir kitle oluşturmasıydı. Aslında bu durum, dolandırıcılık için yeni bir cephe açıyordu. Sosyal mühendislik kullanarak internette kendisine önce güven veren sonra da hedef alacağı şahısları belirleyip nasıl bir saldırı gerçekleştireceğine dair planlar yaptı. Bu durum, güvenlik güçlerinin dolandırıcılara karşı yürüttüğü çalışmaları oldukça zora soktu. Dolandırıcılık krizi, sadece maneviyatla değil, aynı zamanda dijital alanın da riskli doğasıyla ilgili bir uyarı niteliğinde oldu.
Polis yetkilileri, bu tür olayların sadece birer dolandırıcılık vakası değil, aynı zamanda toplumsal huzursuzluk yaratma çabaları olduğuna dikkat çekti. "Toplumdaki insanları korkuya sevk eden, onları dolandıran bu kişilere karşı mücadelemiz kararlıdır" diyerek, her bireyin bu durumu ciddiye alması gerektiğini vurguladılar. Sahte medyuma karşı getirilen bu mücadelede sosyal medyanın kullanılması, dolandırıcılığın önlenmesi için oldukça önemli hale geldi.
Sonuç olarak, sahte medyum olayı, sadece bir dolandırıcılık hikayesi değil, aynı zamanda toplumda yaratılan korkuların ne kadar etkili olabileceğinin bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. Yerel halk, sahte medyuma karşı daha bilinçli ve temkinli olmanın yanı sıra, güvenliğini sağlamak için yetkililerle iş birliği yapma konusunda da adım atmalıdır. Bu tür kötü niyetli dolandırıcılara karşı toplumun el ele vermesi, her bir bireyin güvenliği adına son derece önemlidir.